7 Aralık 2014 Pazar

KİTAP ADI: Çiçek Dünyalar

Bir üniversite kütüphanesinde Çiçek Dünyalar. Kitabı alanlar, kitabın geri verileceği tarihler, imzalar.

(Fotoğrafı çeken ve gönderen Zübeyr Topal'a teşekkür ederiz.)

12 Eylül 2014 Cuma

ARCADIA / Sami Baydar

Bana yaşatma tekrar
mahşer günü utancını Allah'ım
kendimle yüzleştirerek.

Artık aya bakmayacağım
yıldıza yakarmayacağım.

Aşkın ne olduğunu biliyorum artık
diri diri gömülmek istemiyorum.

Şurada yalnızca şiirimi yazayım
ölüm çobanların mutlu ülkesi
Arcadia'da bile egemen.

Aynaya bakınca hapsolduğum
mutluluğu görüyorum.
Bana mutluluğun aranacağını
hep aranacağını söylüyor gözlerim.

Acılar dolu kalbimden korkmuyorum
kendimden öğreneceklerimden.
Acı artık varlığıyla güzel
söyleyecek sözlerim gizli artık.

Beni yaratan sensen sevgili yokedecek misin yeniden?
Acı üstün geldi de yaşadım varlığımı.


-Nicholas'ın Portresi kitabından.

14 Mart 2014 Cuma

Sami Baydar'ın desenleri/resimleri *

* Bu güzellikleri bize, Sami Baydar'ın seksenlerden arkadaşı / yayıncısı Hasan Bey -soyadını bilmiyorum- verdi. Ümit Güçlü ile İstanbul'da sahaf sahaf gezerken bulduk. Ümit'e ve Hasan Beye çok teşekkürler. Bunların bir kısmı (belki çoğu) ilk kez bu sitede yayınlanıyor. -Ci. 












BİR YAPRAK YA DA BİR PERGEL OLARAK BİR ŞAİR; SAMİ BAYDAR VE DÜNYA EFENDİLERİ / Lâle Müldür *

Bir yaprağın dönerek kendi üzerine inmesini, bir yazarın yüreğinin atışları olarak izleyen Sami Baydar’ın şiirinde iki ana sorunsal, temel felsefi sorunsal olarak “düşme” ve psikolojik sorunsal olarak “dönme” gözlemlenir. Bu iki farklı sorunsal birbirine dönüştüğü gibi, Sami Baydar şiirinin temel anahtarlarını da verir. Nitekim bu iki süreç, birbirinin içine geçmiş bir biçimde, en yetkin bir sunumunu bir manifestoda, bir yazın manifestosunda, kitabın başında yer alan ”Yaprak” şiirinde bulur. 

Bir yaprak ya da bir pergel olarak çizdiği bu umutsuzca dairesel devinimler, kendisini donduran bir kapanışın açık belirtgeleridir. Sami Baydar betimlemesi gözlemlenen nesnesinin betimi olmaktan çok, dünyanın her an parçalanabilir olmasından kaynaklanan izlenim değişkelerinin, uzaklık ve açı değişikliklerinin bir çözümlemesidir. Nesnelerde betimlemeye çalıştığı şeyin bu nesnelerin kendileri değil, başka şey olduğu en belirgin biçimde “Kuğular” şiirinde ortaya çıkar. Kuğu, her şeyden önce bir belirtgedir onun için. Işık, duvarları olağanüstü belirtilerle örter. Belirtilerin ne olduğu asla söylenmez ama çok yönlü bağıntının söz konusu açıktır. Görünüşte nesnel düzlemi kapsayan betimlemeler, gerçekte tinsel düzlemde oluşur. Şiir öznesinin yaşamın tinsel değerleriyle ilişkiye geçmesi, ışıkla aydınlanan yerlerde gerçekleşir. 

Sami Baydar'la "söyleşi" / Cevdet Karal *

Cevdet Karal: Sizce şiir nedir? Bize şiir görüşünüzü anlatır mısınız?

Sami Baydar: İLKEL DÜNYA adlı yeni bir şiir kitabı hazırlıyorum. Eski,  arkadaşlarımda kalmış kalmış, yayımlanmamış, çok eski şiirlerimle. İskender Savaşır, Seyhan Erözçelik, Lale Müldür, Necmi Zekâ, Emre Aköz, Ahmet Kip, Atılgan Bayar, Ertan Yurdakoş ve Harun Turgan'dan şiirlerimi istiyorum. Arkadaşlarımda olan şiirlerim çok. Hepsini bir kitap yapmak istiyorum. 1984-1985 yıllarında hastaydım. Çapa Psikiatri'de doktora gidiyordum. 1984-1985 tarihli şiirlerimi yazarken hastaydım. Hiç yayımlanmadı bu şiirler. Bunları, bir bölüm yapmak istiyorum İLKEL DÜNYA kitabında.

CK: Çiçek Dünyalar'dan yola çıkarak şiirinizi irdelemeye çalıştığım bir yazıda şiirinizde biçimin ihmal edildiğini ileri sürmüştüm. Ne diyorsunuz?

SB: SİNÜS DALGASI adlı öykümün başını "Nasıl Çalışır" ansiklopedisinden almıştım.Hatalı basıldı kitabımda. Keçi bölümü Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın  "Dirilen İskelet" romanından alıntıdır. Öykünün sonunda alıntıları yazmıştım.

CK: Şiirinizdeki iç yaşantı yoğunluğu şaşırtıcı imgelerle ifade buluyor. Yaşantı deneyiminizin kaynaklandığı dünyayı bize biraz açar mısınız?

SB: Sombahar dergisindeki söyleşide TAGORE'nin şiirlerini sorulara cevap olarak vermiştim. Bir dergide "en sevdiğiniz dizesi..." demişlerdi. Benim, en sevdiğim dize diye birşey yok. Sombahar dergisinde yayınlanan bir şiirimde, bana "Doktorlar "Beynine oksijen gitmiyor" demişlerdi" yazmıştım. Bunu, kulak doktorundan duymuştum. Şiirde imge olarak kullanmak istemiştim. Doğru değil. Büyükbabam öldü. İstanbul'da benim yanımda bana bakmak için kalıyordu. Çünkü, ben 1979'da mide ameliyatı olmuştum. Büyükbabamın Merzifon'da bir dükkanı vardı ve süpürge satardı. Bilinmediği için yazıyorum. Babam süpürge satıyor.

CK: Bugün yazılan şiiri hangi yönleriyle beğeniyor, hangi yönleriyle eleştiriyorsunuz?

SB: Korsan yayınlarından yayınlanan DÜNYA BANA AYNISINI ANLATACAK kitabımdaki "Vaftiz Tepsisi" bölümü yok. Şiirin adı bölüm olmuş. Sözcüklerin, beni en çok üzen yanlışı "Kesik eller"in "Eksik Eller" oluşudur. Kapak resmini Savaş Çekiç yaptı.BİR SİRK TAYI şiir değildir, düzyazı ama kitapta dizelere ayrılmış. SÖYLENMİŞ SÖZLER de dizeli değildir.
  
CK: Şiiriniz ve hikayeleriniz dışında susmayı tercih eden bir sanatçısınız. Söylemek istediğiniz, içinizde birikmiş birçok söz olmalı.

SB: Televizyonda, OKUDUKÇA'da "Akademiyi terketti" gibi bir şey söylenmişti. 1987 yılında Mimar Sinan Üniversitesi'ni bitirdim. Eski adıyla İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi. Andersen'in bir dizesinden aldığım "GEZERİM GENÇLİĞİM ÇİÇEKLENİRKEN" ve "HAYAT AĞACI" isimli iki tiyatro oyunu yazdım. Bir arkadaşım okumak için aldı, benden. 1987 yılında. Ama bana geri vermedi. N'olur geri versin. Yeşil Alev kitabımın kapak resminde kanatlı bir kedi var. yayınevi bana haber vermeden, bir resmimdeki uçuç böceğini kadar ufak bir ayrıntıyı kapağa koymuş. Kapakta kedi yanar gibi yapmış. Kedinin kanatları resmimde beyaz. Öykü kitabım  DÜNYADA ANILARA BAKIYORUM'daki, İshak Kuşunun Ninnisi adlı öyküde yayınevi "Bir Filmin Öyküsü" yazdı. Ben, o filmin yönetmenin ve filmin öyküsünü yazmak istiyordum.

Not: Bu söyleşi, yazışma yoluyla gerçekleştirilmiştir. En küçük bir müdahale olmadan, zarftan çıktığı gibi yayınlanmıştır. (Cevdet Karal)


* Kaşgar Dergisi, sayı 5, 1998. 

Küsmeye giden: Sami Baydar blues / Fecri Sadık *

Rüyalarının "nefes sorunu" var. Kaçak istiareler. Institute for Astral Surgery. Delilik bakterisi. İncinik sinir. Lif ıhlamur. Dört tüp gardenal. 

Bir sokak uzayıp duruyor. İçine yeni insanlar geldikçe uzayıp. Göz aldatanlarla uzayıp. Tensel hazlar için uzayıp. Örselediği ruhların göbek bağından da uzun uzayıp. Kısanın saflığından uzayıp. 


Yüzünden temel endişeler akan bir sokağın yoksulusun ve 40 kişiyle, 40 atölyeyle birlikte yaşıyorsun ve mekân duygun yok ve "leylek yuvası" dediğin bir mindere kurulmuş sürekli kendini kandırıyorsun. 


Bir kadını seviyorsun. Işığı başının arkasından geliyor. Yan yana yattığınızda aranıza zindancının kılıcını koyuyor. Konuştukça dillerin kesiliyor. Monogamil çarpışma.


Bir tanrıya inanıyorsun ve inandığın tanrı bütün kapıları yüzüne kapıyor. Dünyada hapissin. Dünya güzel mi? Kapılara yat. Dünya güzel mi? Nefesini hır. Dünya güzel mi? Monogamil çarpışma. 

"Gizli kapı". Merzifon. Beyaz Zambaklar Ülkesi. Menekşeler. Fuller. Ölmeye giden filler. 


* Ücra Dergisi, Sayı 54, Eylül Aralık 2013. 

DÜNYA KIRGINI / M. Milât Özçelik *


                Sami Baydar için

öpüyor işte kemiklerim
nazik bir rüzgârı
bulutsu bir fanusun
sesine uzanıyorum şimdi

gerçeğin gölgesinde
unutmuştum rengimi
ve örtmüştü ışık tüm
meleklerin yüreğini

düşlerimdi yalnızca
kapıları anlamsız kılan
hep aynı serin bahçeden
seyrettim ırmakları

sonsuz  bir yalnızlıkta
mahkûmdum neşeye
cehennem gibiydi sorma
seviyordum dünyayı


* Obkb Fanzin, Alaimisema Sayısı. 

15 Aralık 2013 Pazar

Mutluluk / Sami Baydar

MUTLULUK

Yoksul ve yalnızım diye seversin sandım beni
saflığımdan hiç acı duymazsın sandım.
Saflık bir tanrıydı güveneceğim
yarı-tanrılık acısını çoktan çekmeye başladım.
Dengin değilim. Bilmiyorum, bir şey.
Senin arkadaşın olamam. Konuşmayı da çoktan
unuttum.
Şiirlerin en güzelini yazmak istedim sana
elimden gelmiyor.
Zayıfların ancak uzaktan korunabileceğini öğrettin:
bu benim mutluluğum oldu.

Sami Baydar, Yeşil Alev

15 Kasım 2013 Cuma

ALTIN PENCERELİ EV / Sami Baydar *

Altın pencerelere
bakıp ağladı.
Rüyasında
görmüştü.

Güneşe doğru
gittiğini düşün.
Kuğular nasıl döner güneşten?

Hiç rastlanmamıştı
evlerin pencerelerinde
Tanrı öldürmediğinde.

Çıplak bir erkekti
onun olmayan bir evde.
Karanlıkta giyinen bir erkekti
çıplak bir evde.


* Vücut Her Zaman Savaşır kitabından.

5 Ekim 2013 Cumartesi

RÜYA GİBİ BİR AKŞAM / Nazmi Cihan Beken *

Sami Baydar'a...

İradeyi bildirmek için insanın yanına
Haberci olarak gönderilmiş
Küçük cin

Uykum sırasında, zihnimden geçen hayallerim
Bir temele dayanmayan, gerçekleşmesi imkansız düşüncelerim
Gerçekleşmesi beklenen, istenen şeylerim, umudum
Rüya gibi, son derece güzel, olağandışı güzel
Rüya gibi bir akşam, rüya gibi geçiyor, rüyalarıma giriyor
Bir şeyden çok etkileniyorum, çok korkuyorum
Rüyamda göremiyorum, gerçekleşmesi ihtimalini bile
Aklıma getiremiyorum, rüyamda görsem hayra yormuyorum
Aklımdan hayalimden geçiremiyorum, gözüm açık rüya görüyorum
Gerçekleri görebilecek durumda olduğum halde
Kendimi hayale kaptırıyorum

Sen rüya karıştırandın, rüya gibi
Gerçekleşmeyen, yalancı bir rüyaydın
Ben gerçekleşen rüyayım
Bana bakılarak geleceğe ait haberler veriliyor
Senin açık muhtevan, benim gizli muhtevam

Doğuda çeşitli gelecekler, belirtiler var
Üç çeşit rüyam var
Khrematismos -insanlara, tanrılar veya ruhlar-
Theoremotikos -kendi şekilleri içinde, olaylar-
Nihayet geleceğin imalı bir şekilde belirdiği
Haberci rüyalar

İyileştirici sevgilinin evinde
Mutluluk verecek rüyalar
Göreceğimize inanırdık

Ziyaretçiler! Geceyi civar kapı sundurmalarında geçirin
Sevgililerinizin emirlerini yerine getirin
Hazırlıklı olun, temizlenin, sonra yorumları gelsin
Rahiplerin

Bir bildiri getirdiğime inanılırdı
Daha eski dönemlerde beni yorumlamayı
Meslek edinmiş kahinler vardı
Bir çeşit kışkırtma yöntemiyle senin
Beni görmen sağlanırdı

Hastalar! Geceleyin sütunların altından geçin
Meselelerinize çözüm, hastalıklarınıza çare bekleyin
Bugün bulunan bir toprak
O zaman kullanılan yorumları anlatsın

En pasif yönünüm ben senin
Ey muhayyile! İçimde her çeşit imge
O organın etkisiyle
Birleştirme kanunlarına bağlıyım

Beni gördüğün an gerçek neşeler salgıladığımı sandın
Ancak uyandıktan sonra yanılsamanın farkına vardın
Senin yargı yeteneğin ve uyanıklık hatıraların
Benimle devam edecek
Düşüncemin içime müdahalesi
Genellikle müphem ve geçici

Soyut düşünce merkezleri
Gerçekten faaliyetinizi
Durduruyor musunuz gerçekten
İmgeler, sorular
Zihnin kontrolünden çıkınız
Eğilimlerime, heyecanlarıma, tutkularıma bağlı olarak
Esnek, kaypak, "fantezi" olaylar

Ben seni içgüdülerine
İlkel duygulara götüreceğim
Ve sokacağım seni
Somut bir dünyanın içine

Sanrı uyandırıcı maddeler vereceğim sana
Bir esenlik duygusu edineceksin
Şekiller, renkler değişecek
Bazı gürültülerin genliği azalıp çoğalacak
Sana hitap edecek birtakım söz sanrıları
Dokunma! Şahsiyetler yok olacak
Zaman ve mekan şuuru kaybolacak

Hatıraların tekrar yaşanmasına terk ettin kendini
Bu sayede sen, hayatındaki en eski, en kötü devreleri bile
Tekrar yaşadın ve uyandıktan sonra da
Söylediklerini ve yaptıklarını
Mükemmelen hatırladın

Göze görünen hayallerin takibi için
Gözün yaptığı hızlı hareketler
Uykumuzun aykırı devrelerinde
-Bunlar hafif uykular-
Meydana geliyordu

Meydana gelir misin
Rüya gibi bir akşam


* Hacı Şair Dergisi, Plaka 51, Kasım 2012 Yayınları, "Sami Baydar Anısına" bölümünden.