29 Eylül 2013 Pazar

SAKİN VE ŞAŞKIN, GÜNGÖRMÜŞ VE ERMİŞ BİR ŞAİR: Sami'nin dünya halleri / Seyhan Erözçelik *

Sami Baydar, son yılların en iyi şiirlerinden birini yazıyor. Şiiri tanıyan ve sevenler, onun şiirini daha Beyaz kitaplarında yayımlanırken fark etmişlerdir. Kiraz Ağacım Japonya, Sülüslü Sayfalar, Cezayir gibi şiirlerinin birçok arkadaşım tarafından mırıldanıldığını hatırlıyorum. Mırıldanmak dedım. Çünkü bu şiirleri mırıldanabilirsiniz, yüksek sesle bağıramazsınız.

Sami'nin şiirleri 1982'den beri yayımlanıyor. Garip bir boşluğun hüküm sürdüğü dönemde, birçoğumuz gibi o da şiirlerini az basılan, az dağıtılan ve meraklısına hitap eden dergikitaplarda yayımladı. Bu dergikitapların (Beyaz, Şiiratı, Sokak, Üççiçek, Poetika ve başkaları) benim yaşıtlarımın gözünde önemi büyüktür. Bugünkü şiirin tohumlarının oralarda atıldığını rahatlıkla söyleyebilirim.

Yeşil Alev, Sami Baydar'ın Dünya Efendileri'nden sonraki şiir kitabı. Bu kitapta, 1987 ve 1990 yılları arasında yazılmış şiirler var. Kitaptaki bölüm adları, aynı zamanda o bölümlerin ilk şiirlerinin de adları: Bu Sular Dünyası, Dehşet, Alınlık, Turunculuğu Yüzünden, Yeşil Alev, Acının Ülkesi ve Şaka. Kitabı bölümlere ayırmanın beli bir mantığı olmadığını sanıyorum. Yalnızca, insana okurken nefeslik zamanlar veriyor. Yoksa kitap bir kaleydoskop gibi. İstediğiniz sayfadan açıp, kimi yerleri atlayarak, tekrar geriye dönerek ve ilerleyerek okuyabilirsiniz. Sayfaları öyle çevirebilirsiniz. Her sayfada, her selüloz tabakada, mükemmel bir hayvan olan salyangozun bıraktığı pırıltıları göreceksiniz.

Sami, dünyaya sanki evinin camında oturan bir çocuk gibi bakıyor. Sokakta oynamış, işini bitirmiş, oyunlar da bitmiş, ama o hâlâ dışarıyı merak ve ilgiyle izliyor. Her şeyi tekrar ve tekrar keşfeden bir çocuk. Bu çocuğun önemli ya da önemsiz bütün gördükleri aynı sakinlikte söyleniyor: Melek sakinliğinde. İlk şiir kitabı Dünya Efendileri'nde dünyada olup bitenler daha keskin ve yaramazca aktarılıyordu. Bu kitapta Sami, çevresindeki şeyleri sevgiyle yargılıyor: "yatak açılmış, çöpler kararsız ve çıkarsız, / öylece ve her şey sağlam / evin içinde, yalnız saatler kurulmamış." Bu sakinlik, sadece görünür olan. Şiirler deşildiğinde kaleydoskop dönüyor ve İsa nasıl çıt! diye asi oluyorsa, derinlerde de melekle şeytan dans ediyor. (Melek, kitapta oldukça sık geçen sözcüklerden.)

Kitaptaki dünya, bütün zamanları geçmiş, yaşanmış bir Peter Pan dünyası gibi. Bir şeyler hatırlanıyor, aktarılıyor ve başka birtakım çocuklara öğütler veriliyor. Gerilerde masallar, okunan kitaplar, şiirler, ilişkiler, dostluklar, velhasıl dünyaya ilişkin her şey var. Bu her şeyin karşısında da Sami'nin sakin şaşkınIığı. Güngörmüş ve ermiş.

Kitaplarının adları bile Sami'nin dünyasına girmeye kışkırtacaktır sizi: Dünya Efendileri ilk şiir kitabı. Dünyadan Çıkış Yollan ilk öykü kitabı. Dünyada Anılara Bakıyorum yeni çıkan öykü kitabı. Yeşil Alev'i bu kitaplarla birlikte okuduğunuzda Sami'nin kırgınlığını anlayacaksınız: "ruhum eğer bir maddeyle birleşecekse / tekrar, bir ağaç olsun, insan / sevgisini yaşamak bana ağır geldi / insanın her şeyi, nesnesi, bana ağır geldi."


* Cumhuriyet Kitap, Sayı 91, 21 Kasım 1991. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder