29 Eylül 2013 Pazar

Varla yok arasında / Perihan Mağden *

Duvarlarımdaki en güzel resimler, iki ressama aittir: Sami'ye ve Burhan'a. 
Sami Baydar benim için Sami'dir. Burhan Uygur da, Burhan. 
Her ikisi de annemin arkadaşıydılar. Sonra Sami, benim de arkadaşım oldu. İzin verdikçe. 
Sami, Türkiye'nin en mühim ressamlarından biridir. Levent'te, Proje 4L'de resimleri sergileniyor, 'Organize İhtilaf' sergisinde. Gidin, görün. İnsanın Sami'nin resimlerini, desenlerini görmesi nasıl bir histir -yaşayın isterim. 
Ne resmiyle, ne şiiriyle hiçbir kuşağa ait değildir Sami: yalnızca kendi kendine. 
Resmi şiirine, şiiri resmine akar. Giderek incelen bir şiir, giderek incelen bir resim. 
Bir yerlerde kopmasından korkarsınız, öylesine bir incelme hali. 
Hayır! Sami, size (ve en çok kendine) bu korkuyu yaşatırken, giderek inceltirken yaptıklarını; durduğu yerde durmaktadır: Sami Baydar Yeri'nde. Odasında. Adasında. Çakılında. 
Benimki büyük cüretkârlık. Sami üstüne yazmaya teşebbüs. Everest Yayınları'ndan kitabı çıktı. Kitaba adını veren şiiriyle ve başımı döndüren iki şiiriyle, ödüllendiriliyoruz. 




VARLA YOK ARASINDA 

Boğa ve 
ilahtır. 
Dünyada 
varla yok arasındaki. 

Melek 
ve pelerinleri 
gençlerin. 

Çay 
içen 
gençler. 

Boğa 
üzerinde 
gençler. 

Dünya 
varla yok arasındaki. 

MELEK 

Plajda korku 
ve yantutan melekler 
vardı. 

Melek 
ve korkunç 
boşluklardaki 
çocuklar. 

Ve korkunç 
dalgalardaki 
küçük çocuklar 
vardı. 

Dünyadaki 
dorukların 
melekleri. 

Yalnızca 
korkunçtu 
meleklerin 
yantutmaları. 

ANDERSEN KARŞILAYICILARI 

Andersen 
karşılayıcıları 
yaramaz 
çocuklarmış. 

Ağızlarında sigara 
ve kelebek yiyen çocuklar. 

Andersen 
masallarıyla 
okula giderler. 

Dünya 
ve çocuktur 
onlar. 

Birden 
ısıran 
ve gülen 
çocuklar. 

Ve bir 
masal 
tekerlemesiydi 
benim 
sevdiğim. 

Bekâr 
sultan. 
Gezerim 
gençliğim 
çiçeklenirken 
derdi. 

Yapayalnızlık 
nedir?



* Radikal Gazetesi, 16 Ekim 2003. 
http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=92163

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder